Bursa İçin Umut Seferberliği

Bursa…
Sanayi kenti kimliğiyle bilinse de, aslında yeşilin ve doğanın kalbi.
Ancak son günlerde yaşanan büyük yangın felaketi, bize bir kez daha doğanın kırılganlığını hatırlattı.

10.000 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı…
Üç milyondan fazla ağaç…
Ve geriye kalan, gri bir hüzün.

İşte tam bu noktada, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı “Temizle, Yeşert, Koru” seferberliği yalnızca bir çevre projesi değil, aslında kentin geleceğine atılan en önemli imzadır.

Yangınların yarattığı yıkım sadece ağaçlarla sınırlı kalmadı.
Kent nüfusunun artışı, çöp ve atıkların yükselmesi, Nilüfer Çayı gibi doğal alanların kirlenmesi tabloyu daha da ağırlaştırdı.

Tam da bu yüzden Bursa’nın yeşil kimliğini korumak artık bir zorunluluk.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bu zorunluluğu sözde bırakmayıp eyleme dönüştürdü.
Gönüllüler, sivil toplum kuruluşları ve Bursa Kent Konseyi ile birlikte Nilüfer Çayı kıyısında temizlik çalışması yaparak seferberliğin ilk adımını attı.

Bozbey’in sözleri, aslında bu mücadelenin özünü anlatıyordu:

“Bugün temizleyerek başladığımız bu seferberliği, yarın yeşerterek, sonra da koruyarak sürdüreceğiz. En önemli görevimiz, doğayı koruma alışkanlığını çocuklarımıza küçük yaşlarda kazandırmak.”

Bu cümle, sadece bir belediye başkanının açıklaması değil; aynı zamanda bir toplum sözleşmesi. Çünkü çocuklarına doğa bilincini aktaramayan hiçbir toplum, geleceğini koruyamaz.

Nilüfer Çayı’ndaki manzarayı gören herkes aynı soruyu sormalı:
“Bu tablo bize yakışıyor mu?”

Çünkü mesele sadece bir Nilüfer çayı değil; mesele tüm Bursa’nın nefes alıp vermesi.
Çöplerimizi doğada bırakmamak, araçlarımızdan dışarıya çöp atmamak, piknik sonrası arkamızı temiz bırakmak…
Bunların hiçbiri büyük kahramanlıklar değil; yalnızca insanlık görevimiz.

Unutmayalım, bazen bir cam parçası koca bir ormanı yok etmeye yeter.

Bursa, yeniden “Yeşil Bursa” olacaksa bu yalnızca belediyenin değil, hepimizin ortak çabasıyla mümkün.
Doğa aslında evimizin salonu gibidir. Orayı nasıl temiz tutuyorsak, ormanı da öyle korumak zorundayız.

Bugün başlatılan bu seferberlik, sadece bir çevre temizliği değil; geleceğe dair bir umut, çocuklara bırakılacak en değerli mirasın başlangıcıdır.

Ve unutmayalım:
Doğa bize değil, biz doğaya emanetiz.

*****

Vana 1 Eylül’de açılıyor

Nilüfer Barajı kurudu.

Doğancı kritik seviyede.

Bursa’nın yıllardır konuştuğu su meselesi artık kapıya dayandı.

Tam da bu noktada Büyükşehir Belediyesi, 9 ay öne çektiği bypass hattını 1 Eylül’de devreye alıyor.

Çınarcık Barajı’ndan Dobruca Arıtma’ya günlük 110 bin metreküp su akacak.

Bu elbette bir nefes aldıracak.

Fakat herkes şunu bilmeli:
Bu sadece geçici bir rahatlama.

Çünkü yaz aylarında Bursa’nın günlük tüketimi 550 bin metreküpe çıktı.

Birkaç ayda 125 bin metreküplük ekstra kullanım…

Böyle giderse, barajları ne Çınarcık kurtarır ne başka bir kaynak.

Başkan Mustafa Bozbey’in de altını çizdiği gibi:
Tasarruf olmadan olmaz.

Suyu israf ettiğimiz sürece hiçbir altyapı yatırımı kalıcı çözüm getirmeyecek.

Ve belki de en önemlisi…

Çocuklara su bilinci kazandırmak.

Eğer yeni nesil suyun değerini öğrenmezse, bugün yaşadığımız kriz yarının felaketi olur.

Su meselesi artık teknik bir mesele değil.

Toplumsal bir mesele.

Bursa’nın geleceği, musluktan akan her damlayı ne kadar kıymetli gördüğümüzde gizli.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu