Siyasetin Kareleri, İsimlerin Hikâyesi

Meclis’in açılış töreni…
Kürsüler değil, kareler konuştu.
Tokalaşmalar, tebessümler, yan yana gelişler… İlk bakışta sıradan gibi görünse de aslında çok şey anlatıyordu.
Siyasetçiler halka örnek olsun diye tokalaşır, tebessüm eder. O anlar sadece görsel değil, mesajdır.
Ama unutmayın… Önem fotoğraflarda değil.
Asıl mesele, o karelerin ardındaki isimlerin hikâyesinde gizli.
AK Parti’nin Yükselttiği İsimler
AK Parti kurulduğundan beri nice isim geldi geçti.
Dün kimsenin tanımadığı kişiler…
Bir gün Erdoğan’la yan yana yürüdüler. Onunla siyaset yaptılar. Bir anda Türkiye’nin, hatta dünyanın tanıdığı isimlere dönüştüler.
Bakan oldular, kritik görevler aldılar, hatta başbakanlık koltuğuna oturanlar bile çıktı.
Sonra?
Çoğu ayrıldı, farklı partilere geçişler oldu kimi de parti kurdu, yollarını değiştirdi.
Davutoğlu ve Babacan’ın Kareleri
Bir zamanların yol arkadaşları…
Bugün ayrı kulvarlarda.
O karelere bakınca dikkatimi çeken şu oldu:
Yüzlerinde hafif bir çekingenlik, biraz da mahcubiyet vardı.
Dün birlikteydiler, bugün karşı saflarda…
Fotoğraf bazen kelimelerin bittiği yerde konuşur.
Fatih Erbakan’ın Teması
Bir de Fatih Erbakan var.
Erdoğan’la öyle samimi bir temas kuruyor ki… Görmezden gelmek imkânsız.
Bu yakınlık, önümüzdeki günlerde siyasetin en çok konuşacağı ayrıntılardan biri olabilir.
Karelerin Anlamı
Meclis resepsiyonunda en çok konuşulan an:
Erdoğan’ın parti liderleriyle verdiği pozlar.
Basit bir selamlaşma değildi bu.
O kareler siyasetin nabzını, güç dengelerini, olası iş birliklerini işaret ediyordu.
Kimine sıcaklık, kimine mesafe, kimine yeni bir yakınlaşma sinyali…
Ve işin özü şu:
Bugün hâlâ tüm gözler Erdoğan’da.
Ağzından çıkacak tek kelime bile siyasetin yönünü değiştiriyor.
Gerçeklik Bu
Bakın… Bu söylediklerim Erdoğan’ı övmek için değil.
Çünkü buna gerek te yok zaten.
Ama çıplak gerçek ortada:
Bugün hâlâ siyasette isimleri var eden, yükselten, belirleyen tek figür Erdoğan.
O resepsiyondaki tebessümler, tokalaşmalar, yakınlaşmalar boşuna değil.
Ekonomi Gerçeği
Gelelim işin vatandaşa dokunan tarafına…
Hayat pahalı, geçim zor.
Enflasyon, kira, mutfak masrafı derken milyonlarca insanın belini büken bir yük var.
Asgari ücretli nasıl kira ödesin?
Maaş mutfağa yetmiyor, faturalar üstüne çöküyor, okul masrafları cabası.
Vatandaş “imdat” diye bağırıyor.
Devletin asli görevi de işte burada devreye girmeli.
Ama maalesef… Bazıları servetlerine servet katarken, halk derin bir krizle boğuşuyor.
Çifte Tablo
Bir yanda savunma sanayii, köprüler, yollar, tüneller, TOGG… Hızlı trenler vs.
Bunlar inkâr edilemez.
Ama öte yanda…
Evine ekmek götürmekte zorlanan milyonlarca aile.
Kirasını ödeyemeyen, mutfağını döndüremeyen insanlar.
Bu çifte tabloyu görmeden siyaset yapılamaz.
Velhasıl…
Resepsiyon sırasında yakalanan fotoğraf kareleri siyaset kulislerini hareketlendirdi; bu kareler, siyasetin önümüzdeki günlerde alacağı yeni formun ipuçlarını taşıyor.
Başarıları teslim edeceğiz.
Ama ekonomik acıyı, halkın çaresizliğini de haykıracağız.
Çünkü siyasetin fotoğrafları, sadece liderlerin gülümsemesi değildir.
O karelerin ardında, halkın hayat mücadelesi vardır.