Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Politikası

Türkiye’nin dış politikasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) çok önemli bir yer almaktadır. Türk dış politikasında KKTC, tarihsel, siyasi, hukuki, milli güvenlik açısından öncelikli ve vazgeçilmez bir yer tutmaktadır. Halihazırda Türkiye, KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak tanıyan tek ülkedir ve bu pozisyonunu uluslararası platformlarda ısrarla savunmaktadır. Kıbrıs meselesi, Türk dış politikasının “kırmızı çizgilerinden” biriolarak kabul edilmektedir. Türkiye, KKTC politikasında haklı olarak Türk – İslam ülkeleri yanında görmek istemektedir. Ancak ne yazık ki, bu hususta istediğini almış değildir. Bununla birlikte, 11 Kasım 2022 tarihinde “Türk Medeniyeti için Yeni Dönem: Ortak Kalkınma ve Refaha Doğru” temasıyla Özbekistan’da gerçekleşen 9. Türk Devletleri Teşkilatı Semerkant Zirvesi’nde Türkiye’nin teklifiyle KKTC Teşkilata gözlemci üye olarak kabul edilmesi, bu konuda elde edilen en büyük başarı olarak görüldü. . Bu durum Türk Dünyasında büyük bir sevinçle karşılandı. Gelişmeye ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Devri” temasıyla düzenlenen TDT Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi’ndeki konuşmasında KKTC’nin oy birliğiyle gözlemci üye statüsü vererek tarihi bir karara imza attığını hatırlatarak “Sizlere bu kararın alınmasında sağladığınız destek nedeniyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kararla Türk dünyası, tecrit edildikleri halde öz vatanından vazgeçmeyen Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadıklarını herkese göstermişti. Büyük Türk ailesinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkleriyle dayanışma içinde hareket etmek hepimizin yükümlülüğüdür. Müteakip zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni karar verdiğimiz şekilde gözlemci üye statüsüyle aramızda göreceğimize inanıyorum. Bu konuda sizlerin dirayetli liderliğinize güveniyorum” dedi.
Bu tarihi gelişmeden sonra yakın zamanda TDT ailesinin önemli üç üyesi olan Kazakistan, Özbekistan ve gözlemci üye olan Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıyıp büyükelçi ataması bir o kadar hayal kırıklığı yaratmıştır. Kardeş ülkelerin hayal kırıklığına neden olan bu kararın almasında kuşkusuz birçok faktörün etkisi bulunmaktadır. Ancak en önemli etken kuşkusuz AB’nin Orta Asya devletleri ile ilişkilerini “stratejik ortaklık” seviyesine yükseltme kararı olmuştur. Hatırlanacağı AB Konseyi, 3-4 Nisan 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen Birinci AB-Orta Asya Zirvesi’nde Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan ile işbirliklerini “stratejik ortaklık” seviyesine yükseltme kararı aldığını duyurmuştu. Ayrıca AB’nin “stratejik ortaklık” kapsamında 5 Orta Asya ülkesine 12 milyar Euro yatırım yapacağını açıklaması da bu devletlerin yüzünü Batı’ya çevirmesinde önemli bir faktör oldu. Konuya ilişkin AB Komisyonu Başkanı von der Leyen’in bu hususa ilişiklin “yeni bir çağın kapısını aralamak” istiyor. Böylece AB, “yeni Orta Asya stratejisinde” kendine enerji, ulaşım, sanayi ve ekonomi rekabetinde yer edinmeyi planlıyor” şeklindeki açıklaması AB’nin yeni Orta Asya politikası özetliyor.
Türkiye’nin Orta Asya’daki etkinliğinde rahatsız olan AB’nin KKTC konusunda kardeş ülkelere attırdığı bu adımla Türkiye ile Türk devletleri arasında bir çatlak yaratmak istiyor. Elbette Türkiye ile Türk Devletlerinin ilişkilerinde kırılmaya yaratacak potansiyeli taşıyan ve Türk devletlerine tarihsel sorumluluk yükleyen bu yanlış adım asla atmaması gerekirdi. Kardeş ülkelerin Kıbrıs Rum Kesimini Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımlamaları tarihi bir hatadır. Ancak bununla birlikte güçlü dış politika deneyimine sahip Türkiye’nin Türk Devletleriyle bir kriz yaşanmasına ve TDT çerçevesinde elde edilen kazanımları zarar görmesine izin verilmemesi gerekir. Kim bilir belki kardeş ülkeler KKTC’yi tanıyarak bu tarihi hatalarını gidermiş olurlar.
Gelelim Azerbaycan’ın KKTC politikasına…Azerbaycan’ın KKTC politikası uzun yıllar boyunca “temkinli destek” çizgisinde ilerlemiştir. Azerbaycan uluslararası dengeleri ve özellikle Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyeliğini ve Ermenistan ile olan sorunlarını dikkate alarak KKTC’yi resmen tanımamıştır. Ancak son yıllarda bu politikada dikkat çekici bir yumuşama ve yakınlaşma olmuştur. Yukarıda bahsedilen Semerkant zirvesinde KKTC’nin TDT’ye gözlemci üye olarak tanınmasında Azerbaycan’ın güçlü ve aktif desteği olmuştur. İlerleyen dönemlerde de Cumhurbaşkanı Aliyev, birçok platformda açık bir şekilde KKTC’yi desteklemiş, KKTC’nin Türk Dünyasının doğal bir üyesi olduğunu dile getirmiştir.
Azerbaycan, TDT çerçevesinde KKTC’nin daha fazla görünürlük kazanmasını desteklemektedir. Bu, “fiili tanıma” olmasa da, meşruiyet artırıcı bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Cumhurbaşkanı Aliyev, 14 Ekim’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı kabul etmiş (bu ziyaret ilk kez KKTC’nin bu düzeyde Azerbaycan’da ağırlanması anlamına gelmiştir.) ve 6 Temmuz 2024 tarihinde ise kendilerini Şuşa’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları gayrı resmi zirvesine davet etmiştir. 2024 yılı adeta Azerbaycan’ın KKTC’yi azami düzeyde destekleme ya da diplomatik yılı olmuştur. Bu çerçevede yıl içinde KKTC-Azerbaycan ticari ve kültürel ilişkilerini geliştirmeye yönelik adımlar da atılmış, ortak kültür günleri, iş forumları, öğrenci değişimleri gibi çok sayıda girişimler gerçekleşmiştir. Yine 15 Mayıs 2024 tarihinde Girne’de Azerbaycan Kültür Merkezi açılmıştır. 2024 yılına damgası vuran en önemli gelişme ise 5 Nisan 2024 tarihinde Azerbaycan Milli Meclisinde “Azerbaycan-KKTC Parlamentolar Arası İlişkiler Çalışma Grubu” kurulması karar taslağının kabul edilmesi olmuştur. Bu gelişmeye istinaden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i telefonla arayarak teşekkür etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise Türkiye, Azerbaycan ve KKTC’nin “üç devlet, tek millet” olduğunu belirterek atılan bu adımın önemine değinmiştir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı da KKTC konusuna özel önem vermiş, her fırsatta KKTC’ye desteğini dile getirmiştir. 20 Temmuz 2024’te düzenlenen 2. Şuşa Küresel Medya Forumu’nda konuşan Aliyev, sayın Ersin Tatar’ı Azerbaycan’a davet ettiğini, aynı şekilde kendisini Şuşa’da gerçekleşen TDT özel bir gayrıresmi zirveye de davet ettiğini, KKTC’nin bu etkinliğe ilk kez kendi bayrağıyla katıldığını ifade ederek “ Biz burada kardeşlik görevimizi yaptık. Sayın Ersin Bey’in bu toplantıya katılmasının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına doğru önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Biz her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olacağız.” ifadesinde bulunmuştur.
Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 13. Genel Kurulu dolayısıyla Bakü’ye gelen TDT üye ve gözlemci ülkeler parlamenter heyeti (KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de katılım sağlamıştır) 6 Haziran 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Aliyev’i ziyaret etmiştir. Görüşmede KKTC’ye özel bir yer ayıran Aliyev, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olması için Azerbaycan’ın aktif diplomatik çabalar gösterdiğini belirterek “Azerbaycan olarak KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına asil üye olmasını destekliyoruz. Bu çok doğaldır. Çünkü tarihsel açıdan KKTC Türk dünyasının bir parçasıdır. Orada yaşayan Türkler bizim kardeşimizdir.” şeklinde konuştu.
Azerbaycan’ın en prestijli üniversitesi olan ADA Üniversitesi’nde 9 Nisan 2025 tarihinde düzenlenen, 44 ülkeden 80’den fazla uzmanın katıldığı “Yeni Dünya Düzenine Doğru” başlıklı uluslararası forumda konuşan Aliyev, “Biz her zaman kardeşlerimizin yanındayız. Bizim politikamız her zaman net olmuştur. Bu hususta başka bir gündemimiz yok. Biz sadece kardeşlerimizin devletlerini koruyabilmeleri için onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi düşünüyoruz. Onlar bunu tarihsel olarak ve yaptıkları dolayısıyla hak ediyor.” İfadesinde bulunarak, Annan Planı’na KKTC’nin “evet” dediğini, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ise karşı çıktığını hatırlatarak, “Sonrasında ne oldu? Kıbrıs Rum Kesimi AB’ye üye kabul edildi. Bu adil mi? Bu çifte standartlara açık örnektir. KKTC’li kardeşlerimiz emin olsun ki, ülkelerinin bağımsız bir devlet olarak uluslararası toplum tarafından tanınması için her zaman yanlarında olacağız.” diye konuştu.
Sayın Aliyev’in KKTC’ye yönelik olumlu yaklaşımı 11-13 Nisan 2025’te gerçekleşen 4. Antalya Diplomasi Forumunda (ADF2025) da devam etmiştir. 11 Nisan’da sayın Tatar ile bir araya gelen sayın Aliyev, KKTC’nin Türk Devletleri Örgütü’ne gözlemci üye olarak katılmasını memnuniyetle karşıladığı ifade etmiştir. Ersin Tatar ise, KKTC’ye verdiği destek ve ADA Üniversitesi’nde düzenlenen uluslararası forumda söylediği sözler için devlet başkanına şükranlarını dile getirmiştir. Görüşme sonrasında ise Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmeye ilişkin olarak “Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türk Devletler Teşkilatına büyük önem verdiğini ve kardeş devletlerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile münasebetlerini artırması gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği’nin bazı devletlere yakınlaşmasıyla farklı bir durumun ortaya çıktığını ancak bu durumun ilişkileri ve Türk Devletler Teşkilatı’ndaki çalışmaları engellemeyeceğini ifade etti.” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Antalya Diplomasi Forumunda Anadolu Ajansının (AA) sorularını yanıtlayan Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, KTC ile çok sıcak ve sıkı kardeşlik ilişkilerinin bulunduklarını, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın Azerbaycan’a ziyaretler gerçekleştirdiğini, parlamentolararası dostluk grubunun kurulduğunu belirterek, “KKTC’nin TDT kapsamındaki faaliyetlerini bundan sonra da destekleyeceğiz. Konuya daha geniş bakarsak, sorunun, KKTC ve Kıbrıs Rum kesiminin eşit haklara sahip olması şeklinde çözümü önemlidir. Her iki halkın hakları adil şekilde sağlanmalıdır. Tarihi, manevi ve uluslararası hukuk dahil tüm etkenler göz önünde bulundurulmalıdır. Sadece bu şekilde çözüm bulunabilir. Biz bu konunun çözüm bulacağına eminiz. Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimiz bu konuda her zaman Azerbaycan’ın desteğinden emin olabilirler.” ifadesinde bulundu.
Sonuç olarak Azerbaycan her platformda KKTC’ye olan desteğini açık ve net bir şekilde dile getirmektedir. Sayın Aliyev, samimi ve kararlı bir şekilde Azerbaycan’ı desteklemektedir. Azerbaycan, gerçek anlamda Türkiye’nin dostu, kardeşi ve müttefikidir. İki kardeş ülke uluslararası konjonktüre uygun olarak uyum içinde hareket etmektedirler. KKTC konusunda da “Bir millet iki devlet” ya da “Bir millet üç devlet” anlayışına dayalı ilişki esasında önemli gelişmelerin yaşanacağı bilinmesinde fayda bulunmaktadır.