Bursa’nın Geleceği: Kentsel Dönüşüm ve Dirençlilik

Bursa, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, sanayisi ve kültürel mirasıyla öne çıkan bir şehir. Ancak bu kadim kentin bir başka gerçeği daha var: Deprem riski.
Bursa, dokuz farklı fay hattı üzerinde yer alıyor. MTA tarafından tescillenmiş bu fayların yanı sıra, bilim insanları tarafından belirlenen ‘havza-kesen’ faylar da risk teşkil ediyor. Şehir, tarih boyunca yıkıcı depremlerle karşı karşıya kaldı.
En büyük yıkımlardan biri, 1855 yılında meydana gelen Bursa Depremleri oldu. Daha yakın bir tarihte ise 1999 Marmara Depremi, Kuzey Anadolu Fayı’nın bölge için büyük bir tehdit oluşturduğunu bir kez daha gösterdi.
Bu gerçeğin farkında olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, deprem riskine karşı harekete geçti. 2025 yılı ikinci bilgilendirme toplantısında Kentsel Dönüşüm ve Dirençlilik gündemdeydi.

Başkan Bozbey, Şubat ayı değerlendirme toplantısında da aynı konunun altını çizdi. “Kentimizin deprem riskine karşı dayanıklı hale getirilmesi, sadece bugünün değil, geleceğin Bursa’sı için de kritik bir öneme sahiptir” diyerek, kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırdıklarını duyurdu.
“Bambaşka bir Bursa’ya hazır olun!”
Başkan Bozbey, bu sözlerle dönüşümün kapsamını özetliyor. Ancak mesele sadece eski binaları yıkıp yerine yenilerini yapmak değil.
Bu, bir şehir vizyonu meselesi.
Kentsel dönüşüm, yeşil alanları, sosyal donatıları, ulaşım altyapısını ve toplumsal dayanışmayı da içeren bütüncül bir süreç olacak. Büyükşehir Belediyesi, 2050 vizyonlu Çevre Düzeni Planı’nı hazırlarken, kentsel dönüşümün sadece fiziksel yenilenme değil, sosyal ve ekonomik kalkınmayla bir arada yürütülmesi gerektiğini vurguluyor.

İstanbul Yolu’nda 40 bin kişiyi ilgilendiren dönüşüm
Geçmişin hatalarından ders çıkararak hareket edeceklerini vurgulayan Bozbey, İstanbul Yolu’nda 40 bin kişiyi kapsayan dönüşüm projesini öne çıkardı.
Amaç:
* Depreme dayanıklı, güvenli konutlar inşa etmek
* Tarihi dokuyu ve doğayla uyumu korumak
* İnsan odaklı ve yaşanabilir bir şehir yaratmak
Bu dönüşümde en önemli nokta bilimsel verilerle ilerlemek. Risk haritaları hazırlandı, zemin etütleri yapıldı, yapı güvenliği artırılıyor. Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA) ile yürütülen ‘Bursa Deprem Riskini Azaltma ve Önleme Projesi’ kapsamında, kentin zemin yapısı en detaylı şekilde analiz ediliyor.
Depreme dayanıklı bir şehir, en büyük öncelik!
Kentsel dönüşüm sürecinin belki de en kritik unsuru vatandaşların haklarını koruyan, uzlaşı odaklı bir model oluşturmak.
Başkan Bozbey, mağduriyet yaratmadan, adaletli bir süreç yürütüleceğini vurguluyor. Bu nedenle, riskli bölgelerin belirlenmesi ve yapı envanterinin güncellenmesi süreci hızlandı. Bursa’daki yapı stokunun 628.000 olduğu, yapılan risk analizlerinde 122.000 binanın deprem riski taşıdığı ve 26.000 binanın yıkılma tehlikesi olduğu belirlendi.
* Kentsel Dönüşüm Ana Planı hazırlanıyor.
* Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kriterlerine uygun olacak.
* 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, Kentsel Dirençlilik Planı ve Kentsel Dönüşüm Ana Planı entegre şekilde tamamlanacak.
Kentsel dönüşümde 0,50 emsal artışı modeli
Bursa Büyükşehir Belediyesi, çarpık yapılaşmayı önlemek için titizlikle belirlenmiş bir dönüşüm modeli sunuyor: 0,50 emsal artışı.
Bu model sayesinde:
* Plansız kentleşme engellenecek.
* Konutlar daha güvenli ve modern hale getirilecek.
* Şehir kimliği korunacak, sosyal yaşam desteklenecek.

Bu süreç sosyal, ekonomik ve kültürel bir dönüşüm anlamına da geliyor.
Yeşil kimliğiyle güçlenen bir Bursa için çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.
Bursa, daha güvenli, daha dirençli ve daha yaşanabilir bir geleceğe hazırlanıyor!
Bursa’nın kaderi, günü kurtaran projelerle değil, sağlam temellere dayanan dönüşüm hamleleriyle şekillenecek.
Önemli olan, bu sürecin kimseyi mağdur etmeden, adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi.
Eğer gerçekten “bambaşka bir Bursa” istiyorsak, dönüşümü sadece binalarda değil, zihinlerde de başlatmak zorundayız.