Çınarcık Suyu Polemiği

Son haftalarda Bursa’da gündemin en sıcak maddesi yine değişmedi:
Çınarcık’tan kente getirilen su.

Kimi sosyal medyada, kimi kahve sohbetlerinde, kimi meclis kulislerinde aynı tartışma sürüp gidiyor:
“Bu projeyi kim başlattı, kim bitirdi, kim kurdeleyi kesti?”

Öncelikle işin gerçeğini ortaya koyalım.
Evet, Çınarcık su projesi Alinur Aktaş döneminde başlatıldı. İhaleler yapıldı, kazma vuruldu, adımlar atıldı.
Ve evet, bu çok önemli bir adımdı. Çünkü Bursa’nın 60 yıllık su sorununun çözümü adına unutulmayacak bir projeydi.

Ama işin diğer tarafını da görmezden gelemeyiz.
Mustafa Bozbey koltuğa oturduğu andan itibaren bu projeyi sahiplendi. Yüklenici firmayı sıkıştırdı, her fırsatta “bir gün bile erken bitsin” diye baskı yaptı, sahada takibini sürdürdü. Sonuçta bugün Doburca tesislerine suyun ulaşmasını sağladı.

Burada sorulması gereken soru şu değil mi?
Önemli olan kimin kurdeleyi kestiği mi, yoksa Bursa’nın suya kavuşması mı?

Bursalı için değerli olan; çeşmelerden akan temiz su, musluktan kesintisiz hizmettir. Bu noktada birilerini yok saymak ya da birilerini göğe çıkarmak çabası polemiği yerine, ortaya çıkan esere odaklanmak daha doğru değil mi?

Hatta tam da burada bir Anadolu deyimini hatırlatmak gerekiyor:
Ölüye rahmet okunsun da, kim okursa okusun fark etmez; önemli olan rahmetin okunmasıdır.

Bugün Çınarcık’tan suyun Bursa’ya akması için ilk adımı atan da, son noktayı koyan da kendi payına düşeni yapmıştır. Bu yüzden her iki başkan da tıpkı geçmişte rahmetli Hikmet Şahin’in ve Recep Altepe’nin yaptığı gibi bu şehrin tarihine katkı sunmuştur.

Burada bir noktayı net kılmak lazım.
Bu yazının amacı birini övmek ya da birini yermek değil.
Benim amacım, Bursa’nın kazandığını hatırlatmaktır.

Geçmişte başlatılmış bir proje var, bugün tamamlanmış. Sonuçta musluktan su akıyor. Kazanan isimler değil; kazanan Bursa ve Bursalılar.

Elbette eleştirilecek konular da var.
Madem polemik yapmak istiyoruz, asıl tartışmamız gereken şey; Uludağ’daki suların kimlere satıldığı, hangi şirketlere peşkeş çekildiği değil mi? Bursa’nın en değerli doğal kaynağı olan suyun geleceğini konuşmamız gerekmez mi?

Bir başka gerçeği de unutmayalım:
Bursa’nın belediye başkanları değişiyor ama şehir aynı şehir.
Hikmet Şahin’in projelerini Altepe tamamladı, Altepe’nin bıraktığını Aktaş devraldı, Aktaş’ın başlattığını da Bozbey bitirdi.
Yarın kim seçilirse, o da bu döngüyü sürdürecek.

Asıl olan isimler değil, şehre bırakılan hizmettir.

Bugün Çınarcık’tan gelen su, Bursa’nın geleceği için bir can damarı oldu.
Bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür etmek bir Bursalı olarak görevimizdir kendilerine minnettarız.

Siyasi kavgaları bir kenara bırakıp, “kazanan Bursa olsun” diyebildiğimiz gün, işte o zaman gerçek bir adım atmış oluruz.

Çünkü mesele isimler değil, önemli mesele şehrin susuz kalmaması.

Polemik değil, çözüm üretelim.

Ve bence asıl başarmamız gereken şey de tam olarak budur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu