Fabrika Üreten Fabrikalar Bursa’da
Bursa’da açılan MEEXX Fuarı’nı bir “sektörel etkinlik” diye okuyup geçmek mümkün mü?
Değil.
Çünkü mesele sadece tezgah, robot, CNC sergilemek falan değil.
Mesele…
Türkiye’nin üretim kabiliyetini hangi lige taşıyacağı meselesi.
Bursa Fuar Merkezi’nde 30 bin metrekarelik bir alandan söz ediyoruz.
Yaklaşık 120 firma var.
Yerli ve yabancı alıcılar dolaşıyor.
Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika’dan Asya’ya kadar geniş bir coğrafya Bursa’ya bakıyor.
Bu şehrin omzunda bir sanayi hafızası var zaten.
Şimdi o hafıza, yeni bir sınava çıkıyor.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın söyledikleri bu yüzden önemli.
Makine sektörünü “sanayi dalı” olmanın ötesinde, teknolojik bağımsızlığın temeli olarak tarif ediyor.
Yüksek iddialı bir cümle gibi duruyor ama doğru.
Çünkü yapay zeka, sensör teknolojileri, otomasyon, karanlık fabrikalar…
Bunların hepsi bir noktada makineye dayanıyor.
Makineyi üretemeyen, teknolojiyi yönetemez.
Bu kadar net.
Bir başka kritik tespit:
“Üretmek tek başına yeterli değil.”
Evet.
Ürettiğin ürünü dünyaya anlatamadığın sürece, rekabet yalnızca iç pazarda dönüp dolaşan bir çabaya dönüşür.
O yüzden fuarlar…
Sadece ticari değil, stratejik bir işlev görüyor.
Kendi teknolojini vitrine çıkarıyorsun.
Dünyaya “ben buradayım” diyorsun.
Rakamlar da bu tablonun altını çiziyor.
Türkiye’de 57 bin makine girişimcisi var.
İhracat 28 milyar dolar düzeyinde.
Ama ithalat 45 milyar dolara çıkıyor.
Dahası…
İthal edilen makinelerin yüzde 70’i zaten Türkiye’de üretilen makineler.
Bu yarayı kapatmanın yolu, yerli makinenin rekabet gücünü artırmaktan geçiyor.
Ve bunun yolu…
Pazara daha güçlü çıkmaktan.
MEEXX’in işlevi tam da burada ortaya çıkıyor.
Makina İmalatçıları Birliği Başkanı Fatih İğrek’in konuşması da aynı eksenden ilerliyor.
Türkiye’nin makine üretimi 60 milyar doların üzerinde.
2002’ye kıyasla ihracat 14 kat artmış.
Türkiye, Avrupa’nın dördüncü büyük makine ihracatçısı.
Dünyada 13’üncü sırada.
Yerlilik oranı yüzde 70’e ulaşmış.
Sektörün istihdam etkisi 550 bin kişiyi buluyor.
Bu sayıların her biri “gizli bir güç” anlatıyor aslında.
Ama aynı zamanda bir gerçek daha var:
Dünya ekonomisi daralıyor.
Avrupa yavaşlıyor.
Çin ve Güney Asya fiyatla agresif rekabet ediyor.
Finansman pahalı.
Kur yatay.
İhracatçı sıkışıyor.
Bu koşulların hiçbirini inkar edemezsiniz.
Fakat İğrek’in bir cümlesi var ki, sektörün ruhunu özetliyor:
“Biz fabrika üreten fabrikalarız.”
Yani…
Türkiye sadece ürün üretmiyor.
Üretimin kendisini mümkün kılan sistemi de üretiyor.
Bu iddia, stratejik bir iddiadır.
İğrek’in altını çizdiği başka bir eşik daha var:
Fiyatla rekabet dönemi bitiyor.
Ucuza üretmek tek hedef olamaz.
Çünkü fiyat oyununda Çin’le yarışamazsınız.
Ama mühendislikte, tasarımda, verimlilikte…
Oyunu değiştirebilirsiniz.
Bu yüzden Ar-Ge’de paradigma değişimi vurgusu yapıyor.
Haklı.
Eski Ar-Ge refleksiyle yeni üretim çağında yol alamazsınız.
Fuarın içeriğine baktığınızda da bu dönüşüm ihtiyacı görülüyor.
Talaşlı imalat teknolojileri…
Kaynak sistemleri…
CAD/CAM uygulamaları…
Otomasyon, robotik çözümler…
Hidrolik, pnömatik sistemler…
Canlı demo alanları…
Yani fuar sadece sergi değil, bir “teknoloji laboratuvarı”.
Görerek, dokunarak, deneyerek ikna oluyorsunuz.
Bütün bunları üst üste koyduğunuzda ortaya çıkan sonuç şu:
MEEXX, Bursa’da açılan sıradan bir fuar değil.
Bu fuar…
Türkiye’nin makine sektöründeki iddiasını büyütme girişimi.
Bir vitrin.
Bir eşik.
Bir test.
Eğer bu sektör…
Mühendisliğini güçlendirir…
Ar-Ge’yi yeniler…
Markasını büyütür…
Ve dünya pazarında daha özgüvenli bir yere oturursa…
O zaman şu cümle slogandan çıkıp gerçeğe dönüşür:
Türkiye makine ve teknoloji üretiminde küresel oyuncu olur.
Bursa’daki fuarın verdiği mesaj aslında çok açık:
Türkiye makinede sadece takip eden değil, yön veren ülke olmak zorunda.
Bu fuar bir sergi değil; bir özgüven beyanı, bir hedef ilanı.
Eğer bu irade sürdürülebilirse, Bursa’dan yükselen şey sadece makine sesi olmaz…
Türkiye’nin küresel üretim ligine çıkışının ayak sesleri olur.
