İlçelerimizi değerlendirmeye Kestel ile devam ediyorum.
Kestel, merkez ilçe grubumuzun en doğusunda yer alan, güzel doğasının yanı sıra, tarım ve sanayi ile öne çıkan bir ilçemizdir. Aynı zamanda Bursaray metro istasyonunun doğudaki son durağı ve doğu ilçelerimize gitmek için aktarma noktasıdır.
Şehir içerisinde, hem tarihi dokuyu hem de tarımsal özellikleri hissedebiliyorsunuz. Son zamanlarda şehir içinde çeşitli düzenlemeler yapıldı. Merkez meydanın altına otopark yapıldı; ancak Bursaray istasyonu ile meydan arasındaki cadde mutlaka düzenlenmeli. Ayrıca cadde üzerindeki parklanma azaltılmalı ve araçlar kapalı otoparklara yönlendirilmelidir.
Kestel Kalesi‘ni çok kişi bilmiyor; ancak burası çekim merkezi haline getirilebilir. İlçenin güneyine baktığımızda, Uludağ yamaçlarında yer alıyor.
Saitabat ve çevresi, doğası ve şelalesi ile turistik çekim merkezi olabilir, ancak tam anlamıyla faydalanılamıyor. Şu an yalnızca günübirlik ziyaretçiler geliyor ve bu durum ekonomiye çok fazla katkı sağlamıyor. Bu bölge, konaklama yerleri yapılması ve yürüyüş yolları ile üst düzey turiste hitap edecek bir hale getirilebilir.
Ayrıca bu bölgenin ürünü olan ahududu tanıtımı için çeşitli etkinlikler düzenlenebilir.
Eski İnegöl yolu üzerinde ve bu yolun güneyinde doğa harikası köyler, Alaçam, Gözede, Sayfiye gibi yerleşimler mevcut. Ancak bu bölge, rastgele inşaatlar ile bozulmuş durumda.
Hâlâ geç değil, tüm bölge Baba Sultan’a kadar turizm ve resort alanı olarak planlanabilir. Önceki belediye döneminde kaçak ve düzensiz yapılaşma ile mücadele vardı; ancak Nisan 2024’ten itibaren bu mücadele aniden durmuş gibi görünüyor.
En gelişmiş durumda olan Kazancı köyü bile düzensiz bir yerleşime sahip ve belediyenin müdahale etmesi gerekiyor.
Belirsizlik içinde olan ve tartışmalara konu olan Beskoop ise, bu bölgeye hitap edecek büyük bir eğlence, spor ve alışveriş merkezi haline getirilebilir. Kuzeyde, ovada yer alan Gölcük Göleti ve çevresi de düzenlenerek turistik bir çekim merkezi olabilir.
Barakfaki ve civarı, gastronomi odaklı bir cazibe merkezi hâline getirilebilir. Ayrıca ova köylerinde deneysel tarım alanları oluşturulması bölgenin canlanmasına katkıda bulunabilir.
Sanayi konusu ise en çok tartışılan meselelerden biri. Daha önce de yazdığım gibi, İtalya’nın Iseo Gölü kıyısında bir tren tekerleği dökümhanesi var, ama kirlilik yok. Hollanda’da, evin karşısında gördüğüm bir yapı, önce depo sandım ama aslında bir fabrika çıktı.
Ne bir koku ne de bir kirlilik var. İstenirse ve kurallara uyulursa, hiçbir sanayi çevreyi kirletmez. Belediye başkanının birkaç fabrikaya gösteriş amaçlı müdahaleleri oldu, ancak bu müdahalelerin arkası gelmedi. Fabrikalar hâlâ çevreyi kirletmeye devam ediyor.
Oysa ki bu durumun önlenmesi çok basit ve kontrolü teknik olarak çok kolaydır. Kestel, rant amaçlı birkaç katma değeri düşük üretim yapan sanayiciye kurban edilmemelidir.
Kurallara uymayanlar kesinlikle çalıştırılmamalı ve yeraltı suyu kullanımının etkileri mutlaka dikkate alınmalıdır.
Kestel’in daha da gelişmesi dileğiyle…