Kartalkaya’da Göz Göre Göre Gelen Felaket

Kartalkaya’da yaşanan trajik yangın, ihmal zincirinin en acı halkası olarak karşımıza çıktı. Yıllardır hizmet veren ve gecelik oda fiyatı bir buçuk asgari ücrete denk gelen bir otelde, böyle bir felaketin yaşanması akıllara ciddi sorular getiriyor.

Otelin yangın söndürme sistemlerinden yoksun olduğu ve yangın merdiveninin ahşaptan yapıldığı iddiaları ürtpertici. Bu kadar kritik bir yapının ilk yanacak malzemeden inşa edilmiş olması kabul edilemez. Daha da korkutucu olanı, yangın merdiveninin iç mekânda bulunması. Bu durum, yangın anında tahliyeyi neredeyse imkânsız hale getirmiş.

Kimler Görevini Yapmadı?

Yangının ardından Bolu Valiliği, Belediye ve Turizm Bakanlığı’nın hesap vermesi gerektiği bir kez daha gün yüzüne çıktı.

Ortaya çıkan önemli bir iddia, otelin belediyeden yeterlilik belgesi almak yerine Turizm Bakanlığı’ndan bu belgeyi aldığı yönünde. Belediyenin belirttiği eksiklerin, maliyet yüksekliği nedeniyle giderilmediği ve bakanlığa başvurulduğu söyleniyor. Burada bir çıkar ilişkisi mi var? Bakanlık ve otel sahipleri arasında nasıl bir bağ bulunuyor? Bu soruların cevapsız kalmaması gerekiyor.

Belediyenin yangın güvenliği denetiminde liyakat sorunu yaşandığı iddia ediliyor. İtfaiyeden sorumlu kişinin belediye başkanının yakını olması, denetimlerdeki eksikliklerin sebebi olabilir mi? Ayrıca, valilik bu tür otellerin denetimini neden sıkı bir şekilde yapmadı? Bu ihmaller zinciri 78 kişinin canına mal oldu.

ABD’de geçtiğimiz günlerde çıkan bir yangında 16 kişi hayatını kaybetmişti. Ancak Kartalkaya’daki yangında tam 78 can yitip gitti ve bunların çoğu maalesef çocuklardı. Aradaki fark, denetim mekanizmalarının ne kadar hayati olduğunu gösteriyor. ABD’de yangın bölgesi haftalarca incelenirken, Türkiye’de olayların genellikle hızızca unutturulması ülkemizin kanayan yaralarından biri.

Bu facia, sadece Bolu’nun değil, Türkiye’nin ayıbıdır. Turizm Bakanı, Bolu Belediye Başkanı ve Bolu Valisi başta olmak üzere tüm yetkililer hesap vermeli, istifalarla yetinilmemeli ve yargı süreci şişletilmelidir.

Unutmamalıyız

Bu trajedi, sadece 78 canın hikâyesi değil, Türkiye’deki denetim eksikliklerinin, liyakatsizliğin ve çıkar ilişkilerinin bir sonucudur. Ders almak, daha sıkı denetimler yapmak ve sorumluların hesap vermesini sağlamak zorundayız.

Hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, bu acının sadece birkaç gün konuşulup unutulmaması için hepimize büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu işin üstü örtülürse, hepimizin vicdanı yanar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu