Siyaset Biter, İnsanlık Başlar

Dünyanın gözü, Gazze’de süren vahşete karşı yükselen vicdanlarda. Sumud filosundan meydanlara yayılan bir dayanışma dalgasında. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’de dünya liderleriyle Gazze’deki kanı durdurmak için yaptığı temasların gölgesinde, CHP’nin Eyüpsultan’da düzenlediği “Özgür Filistin” mitingi çok yerinde, çok anlamlı bir adım oldu.
Özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu mitinge öncülük etmesi, hem Türkiye siyaseti hem de dünya kamuoyu açısından çok değerli bir mesaj niteliği taşıdı. Bu miting, sadece bir siyasi partinin etkinliği değil, tüm insanlığa verilen güçlü bir vicdan çağrısıydı.
Keşke daha önce başlansaydı, yine de buradan başlamanın kritik kıymeti değeri var.
Eyüpsultan Meydanı’nda Türkiye ve Filistin bayrakları omuz omuza dalgalandı. “Hep beraberiz, asla tek değiliz” duygusu, sloganlardan çok kalabalığın sükûnetindeki kararlılıkla duyuldu.
CHP teşkilatlarının tüm kademeleri alandaydı bu, parti içi birlik bakımından da dikkate değerdi.
Yalnız da değillerdi, diğer siyasi parti genel başkanları da mitinge destek için alandaydılar Mitingin kıymeti sadece CHP için değil. DEVA’sı, Saadet’i, Demokrat Partisi… Hepsi oradaydı.
Farklı siyasi çizgiler, aynı cümlede zulme “dur” dedi’ki bu, Türkiye’nin dünyaya gösterebileceği en kıymetli fotoğraflardan biridir.
Özgür Özel, konuşmasını “Filistin bu ülkenin de meselesidir” fikrine yaslayarak, CHP’nin Ecevit’ten bugüne uzanan dayanışma çizgisini hatırlattı. Mesajın bir başka katmanında da şunu söyledi, özetle: “İlkeler değişip iktidarlar gelip geçse de, insan onuru için yan yana durma irademiz baki.” Bu ton, polemiği büyütmek yerine ortak paydada buluşma çağrısı olarak algılanması çok değerli.
Tam da bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’de yürüttüğü diplomasiyle Özgür Özel’in Eyüpsultan’daki mitingi aynı anda gerçekleşti. Bu eşzamanlılık, dünyaya verilen mesajı katladı.
Düşünsenize… Özel, Erdoğan’a ABD’deki dik duruşu için “tebrik ederim” dese. Erdoğan da Özel’e Eyüpsultan’daki anlamlı miting için “teşekkür ederim” dese.
Bunun adı siyaset değil, bunun adı insanlık olur.
Ve emin olun, bu fotoğraf sadece dünyaya değil; piyasaya da, vatandaşa da güven verir.
Erdoğan’ın dönüşünde iki liderin bir araya gelip özellikle Filistin meselesi başta olmak üzere ülkenin sorunlarını konuşmaları, ortak bir karara bağlamaları ve birlikte yol almaları çok kıymetli bir tabloyu ortaya koyacaktır.
Bu davranış, gerek piyasaların dalgalı gündemine gerekse peşinden sürükledikleri kitlelere örnek olacak bir adım olur.
Kavga Değil, Çözüm Dili
Şunu açık konuşalım Siyasetçiler tartışır; tartışmalı da. Ama kavgacı üslup ve kırıcı sözler topluma zarar veriyor. Lider nasıl konuşursa kitle öyle konuşuyor.
Bugünün ihtiyacı, yeni kavgalar değil ortak akıl ve somut çözüm.
Daha önce de yazmıştım.
Birleştirici dil, saygılı üslup ve ortak çalışma istiyoruz. Millet, laf yarışı değil çözüm görmek istiyor.
CHP’nin mitingi, sadece dış politikaya dair bir refleks değildi, aynı zamanda “bu mesele partiler üstüdür” demenin açık ilanıydı.
Dilerim bu tablo, ekonomiden adalete, deprem güvenliğinden eğitime kadar ülkenin diğer temel başlıklarında da kendini göstersin.
Görüşler farklı olabilir, ama memleket ve millet söz konusu olduğunda liderler aynı masada oturmayı bilmelidir. Dünyaya örnek olacak, milleti birleştirecek olan da budur.
Velhasıl…
Nerede zulüm varsa, orada siyaset biter.
Orada insanlık başlar.
O yüzden liderlere sesleniyorum:
Kavgayı bırakın.
Birleştirici dili kuşanın.
Ve vatandaşın derdine derman olacak adımları birlikte atın.
Çünkü…
Tarih, kavga edenleri değil; insanlık için yan yana duranları yazar.
Bu yüzden, insan onurunda birleşen her adım kıymetlidir.
Yazımı, iki kıymetli yazarımızın anlamlı sözleriyle bitirmek istiyorum.
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,
ve bir orman gibi kardeşçesine…” (Nazım Hikmet)
“Bir bayrak altında toplanan yürek, fırtınadan korkmaz.” (Necip Fazıl Kısakürek)