Türkiye’nin Barış ve Kardeşlik Sürecinde Avrupa’nın Rolü

PKK terör örgütünün silah bırakması ve nihai olarak lağvedilmesi, Türkiye için sadece güvenlik değil, aynı zamanda toplumsal barış ve ekonomik kalkınma açısından da hayati bir dönüm noktasıdır. Bu süreç ilerlerken, Avrupa ülkelerinin tutumu da büyük önem taşımaktadır.
Ne yazık ki, son yıllarda bazı Avrupa ülkeleri, terör örgütünün adeta kuluçka merkezi haline gelmiş durumda. Örgüt yandaşlarına lojistik, finansal ve siyasi destek sağlandığını üzülerek görüyoruz. Bu durum, barış sürecine zarar verme potansiyeli taşımakta ve süreçteki kırılgan dengeyi tehdit etmektedir.
Türkiye’nin terörle mücadele konusunda Avrupa’daki muhataplarına daha net ve kararlı mesajlar vermesi artık bir zorunluluktur. Avrupa’da terör örgütüne destek veren siyasetçilerin ve kurumların, barışa zarar verecek söylem ve eylemlerden uzak durmaları konusunda diplomatik bir dille uyarılması elzemdir.
Barışın kalıcı hale gelmesi, yalnızca Türkiye’nin iç huzuru için değil, uluslararası topluma örnek teşkil eden bir başarı hikâyesi olarak da büyük önem taşır. Ancak bu süreç yalnızca devlet organlarının çabalarıyla başarıya ulaşamaz.
Avrupa’da yaşayan Türk ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın oluşturduğu sivil toplum kuruluşları, bu sürece aktif katkıda bulunmalıdır.
Bu noktada, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın olası bir silah bırakma çağrısı yapması, barış sürecine ivme kazandıracak bir adım olabilir. Ancak bu çağrı, Avrupa’nın da süreçte yapıcı bir rol üstlenmesini gerektirir.
İsviçre Türk Toplumu Genel Başkanı olarak, bu kardeşlik sürecini destekleyen Kürt kökenli vatandaşlarımızla birlikte barış çabalarına katkı sunmaya hazır olduğumu ifade etmek isterim. Akan kan dursun, analar ağlamasın. Türkiye’nin şehit acısı yaşamadan geçireceği her gün, geleceğe umutla bakabilmemizi sağlayacaktır.
Terörün sona ermesi, Türkiye’nin sadece toplumsal barış anlamında değil, ekonomik olarak da şaha kalkması anlamına gelecektir. Huzur ortamında ekonomik büyüme hızlanacak, vatandaşlarımızın alım gücü ve refah seviyesi artacaktır.
Türkiye, “Türkiye Yüzyılı” hedefleri doğrultusunda tam bağımsızlık yolunda sağlam adımlarla ilerleyecektir.
Artık kardeşlik baharı gelsin. Türkiye’mizin dört bir yanında sevgi çiçekleri açsın.
Bu kutlu barış sürecinin, gelecekteki nesiller için kalıcı bir huzur ve refah ortamı getireceğine olan inancım tamdır.
Kalemimden Sevgiyle, Barışla…